
Günümüz dünyasında teknoloji hızla hayatımızın her alanına nüfuz ederken, kamu yönetiminde de dijitalleşme kaçınılmaz bir gereklilik haline geliyor. Özellikle vergi denetim sistemlerinde yaşanan dönüşüm, hem devletin kaynaklarını daha etkin kullanmasını sağlamak hem de mükelleflerin vergiye uyum süreçlerini kolaylaştırmak açısından büyük önem taşıyor. Türkiye’de bu alanda yepyeni bir dönem resmen başlamış durumda. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın öncülüğünde hayata geçirilen yapay zekâ destekli elektronik denetim sistemi, vergi inceleme süreçlerini kökten değiştiriyor.
DİJİTALLEŞME İLE VERGİ DENETİMİNDE YENİ MODEL
13 Mayıs 2025’te Resmî Gazete ’de yayımlanan yönetmelik değişikliği, vergi denetiminde elektronik sistemlerin kullanımını yasal zemine oturttu. Artık vergi incelemelerinde; defter ve belgelerin ibrazı, tutanakların hazırlanması ve denetçi ile mükellef arasındaki görüşmeler elektronik ortamda, güvenli elektronik imza aracılığıyla yapılabilecek. Bu uygulama hem işlem hızını artıracak hem de bürokratik engelleri azaltacak.
Bakan Mehmet Şimşek’in açıklamalarında öne çıkan en önemli nokta, dijitalleşmenin sadece denetim süreciyle sınırlı kalmayacağı. İzaha davet işlemleri, gönüllü uyum süreçleri ve rapor değerlendirme komisyonu faaliyetleri de bu elektronik platform üzerinden yürütülecek. Bu da demek oluyor ki, vergi yönetiminde kapsamlı bir reform süreci başlamış durumda.
YAPAY ZEKÂ VE VERİ ANALİTİĞİ İLE RİSK ANALİZİ
Vergi denetiminde yapay zekâ kullanımının getireceği en büyük avantajlardan biri, mükelleflerin risk profilinin anlık ve otomatik olarak analiz edilebilmesi. Bu sistem, gelir beyanları, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları, elektrik ve su faturaları, döviz hareketleri, banka hesaplarındaki işlemler gibi birçok farklı veri parametresini eş zamanlı olarak inceleyebiliyor. Böylece, uyumsuzluk gösteren işlemler ve risk teşkil eden durumlar çok daha hızlı ve doğru şekilde tespit edilebilecek.
Son dönemde Vergi Denetim Kurulu tarafından yapılan taramalarda, yaklaşık 500 bin mükellef içinden 40 binin üzerinde risk grubuna dahil olan kişi ya da kurumlar belirlenmiş durumda. Bu rakam, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede dijital sistemlerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda denetimlerde adaletin sağlanması ve kaynakların verimli kullanılması açısından da büyük bir adım.
SEKTÖREL ÖNCELİK VE STRATEJİK YAKLAŞIM
Uzmanların uyarısı, dijital denetim sisteminin yalnızca teknolojik altyapı kurmakla bitmeyeceği yönünde. Denetimlerde sektör bazlı önceliklendirme yapmak, ekonominin genel görünümünü dikkate alarak zamanlamayı hassas bir şekilde planlamak gerekiyor. Özellikle kayıt dışı faaliyetlerin yoğun olduğu sektörlerde ve risk seviyesinin yüksek olduğu alanlarda denetimlerin yoğunlaştırılması, sistemin etkinliğini artıracak.
Ayrıca sadece kayıtlı mükellefler değil, kayıt dışı ekonominin de elektronik izleme araçlarıyla takibi önem kazanıyor. Bu sayede, vergi tabanının genişletilmesi ve haksız rekabetin önüne geçilmesi mümkün olacak.
MÜKELLEFLER İÇİN KOLAYLIK VE GÖNÜLLÜ UYUM TEŞVİĞİ
Yeni dönemin bir diğer temel hedefi, mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu artırmak. Vergi idaresi, artık beyannamelerin verilmesi öncesinde mükelleflere dijital kanallar aracılığıyla rehberlik edecek. SMS, e-posta ve sosyal medya gibi hızlı iletişim yöntemleri kullanılarak mükellefler bilgilendirilecek ve yönlendirilecek.
Bu yöntem, ceza-i işlemlerin azalmasını ve mükelleflerin yükünün hafiflemesini sağlayacak. Çünkü mükellef, kendisine özel dijital uyarılarla hatalı ya da eksik bildirim yapmaktan kaçınabilecek. Dolayısıyla hem vergi idaresi hem de mükellef için zaman ve maliyet tasarrufu sağlanmış olacak.
KAMU KAYNAKLARI VE ŞEFFAFLIK
Dijitalleşme ile vergi denetim süreçlerinin hızlanması ve şeffaflaşması kamu kaynaklarının daha verimli kullanılmasını mümkün kılıyor. İş gücü kaybı, belge eksikliği, fiziksel hata ve zaman kaybı gibi klasik sorunlar minimuma inecek. Böylece, devletin vergi gelirlerinde artış sağlanırken, denetimin kalitesi de yükselmiş olacak.
Bu kapsamda, elektronik denetim sistemleri sayesinde sadece belirli mükellefler değil, ekonominin tüm paydaşları daha güvenli ve şeffaf bir vergi ortamına kavuşacak. Ayrıca, yapay zekâ destekli analizler sayesinde vergi suçları ve usulsüzlükler önceden engellenebilecek.
GELECEĞİN VERGİ DENETİMİNE DOĞRU
Türkiye’de başlatılan bu dijital dönüşüm, vergi denetimlerinde küresel standartlara uyum sağlama açısından da kritik bir adım. Dünya ekonomilerinde giderek yaygınlaşan yapay zekâ ve veri analitiği tabanlı denetim uygulamaları, kamu maliyesinde etkinlik ve adalet ilkelerini güçlendiriyor.
Bu yeni model, vergi idaresinin kaynaklarını akıllıca kullanmasına ve kayıt dışı ekonomiyi sınırlamasına imkân tanırken, mükelleflerin de gereksiz bürokratik işlemlerle boğulmasının önüne geçiyor. Önümüzdeki yıllarda bu sistemin kapsamının daha da genişleyerek, diğer vergi süreçlerini ve hatta kamu yönetiminin farklı alanlarını da içine alması bekleniyor.
Sonuç olarak;
Yapay zekâ destekli dijital vergi denetimi, Türkiye’nin vergi sisteminde devrim niteliğinde bir değişim anlamına geliyor. Hem kamu kaynaklarının israfının önüne geçmek, hem de mükelleflere daha kolay, hızlı ve şeffaf hizmet sunmak amaçlanıyor. Teknolojinin sunduğu tüm imkanlar akıllıca kullanılarak hem ekonomide adalet sağlanacak hem de ülkemiz dijitalleşme yarışında önemli bir adım atmış olacak.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar