
12 Nisan 2025 tarihinde ülke genelinde etkisini gösteren şiddetli zirai don olayı, Türkiye tarımı üzerinde büyük bir yıkıma neden oldu. Son 30 yılın en ağır don olaylarından biri olarak kayda geçen bu felaket, özellikle meyve üretimi yapılan bölgelerde ciddi kayıplara yol açtı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Zirai Don Araştırma Komisyonu’nun yaptığı toplantılarda, bu felaketin boyutu ve alınan önlemler detaylı şekilde ele alındı.

Komisyonun başkanlığını yürüten AK Parti Burdur Milletvekili Âdem Korkmaz, ilgili kamu kurumları ve sektör temsilcilerinden gelen sunumlarla don olayının etkilerini yerinde değerlendirdiklerini ifade etti. Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (TARSİM) ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) yetkilileri, milletvekillerine kapsamlı bilgi sundu.
EN BÜYÜK HASARI MANİSA VE MALATYA GÖRDÜ
TARSİM tarafından yapılan sunumda, don olayından en fazla etkilenen illerin başında Manisa geldiği açıklandı. Manisa’da 59 bin 648 poliçe kapsamında toplam 10 milyar 966 milyon TL’lik bir hasar tespit edildi. Bu rakam, ülke genelindeki toplam zararın neredeyse yarısını oluşturuyor. Manisa’yı Malatya izledi. Malatya’da 15 bin 179 poliçeyle 2 milyar 837 milyon TL, Ordu 1 milyar 362 milyon TL, Giresun 832 milyon TL, Mersin ise 783 milyon TL hasarla öne çıktı.
Özellikle meyve üretimi yapılan illerde hasarın yoğunlaştığı görülürken, don olayı 34 ilde yüksek şiddette yaşandı. Genel olarak 65 ilde donun etkili olduğu belirtildi. En fazla hasarın ise meyve grubunda meydana geldiği vurgulandı.
ÜZÜM, KAYISI VE FINDIK DONDAN EN ÇOK ZARAR GÖREN ÜRÜNLER
Tarım sigortaları kapsamında yapılan hasar değerlendirmelerinde, ürün bazında en yüksek kaybın üzümde yaşandığı tespit edildi. Üzümde meydana gelen zarar 11 milyar 13 milyon TL seviyesindeyken, kayısıda 3 milyar 146 milyon TL, fındıkta 2 milyar 729 milyon TL, elmada 2 milyar TL, nektarinde 913 milyon TL, şeftalide ise yaklaşık 552 milyon TL’lik hasar oluştu.
Bu ürünlerin tamamı Türkiye’nin önemli ihracat ve iç tüketim kalemleri arasında yer alıyor. Dolayısıyla sadece çiftçilerin değil, ülke ekonomisinin de bu felaketten ciddi şekilde etkileneceği ifade ediliyor.
TARSİM: “HASAR-PRİM DENGESİNDEN DOLAYI PRİMLER YÜKSEK GÖRÜNEBİLİR”
TARSİM Genel Müdürü Bekir Engürülü yaptığı sunumda, sigorta sisteminin işleyişi hakkında bilgi verdi. Engürülü, TARSİM’in hiçbir ticari şirket gibi kâr amacı gütmediğini, çiftçilerin ödediği primlerin tamamının yine üreticilere hizmet olarak döndüğünü vurguladı.
Don sigortası primlerinin yüksek olduğuna dair eleştirilere ise şu şekilde açıklık getirdi: “Aslında primler yüksek değil. Ancak en çok don tehlikesi olan bölgelerde sigorta yaptırıldığı için, bu bölgelerdeki yüksek hasar ihtimali doğal olarak ödeme miktarını da artırıyor. Sigorta matematiğinde hasar-primi dengesi bozulduğunda prim fiyatı da artıyor. Bu, sistemin doğasında var.”
Engürülü ayrıca, don olayının ardından 108 bin ihbar aldıklarını, bu ihbarlara dair ön hasar tespitlerinin tamamlandığını belirtti. Ön tespitlere göre, toplam zarar 21 milyar TL civarında. Bunun 1,11 milyar TL’si ödenmiş durumda, kalan 20 milyar TL için ödeme süreci devam ediyor. TARSİM, yüzde 100 hasar gören ürünlerde ödemeyi hemen yaparken, diğer ürünler için hasat sonuna kadar bekleme zorunluluğu bulunuyor.
BAKANLIK: “ÖNLEYİCİ TEDBİRLER İÇİN DESTEK VERİYORUZ”
Tarım ve Orman Bakanlığı temsilcisi Kâmil Özdemir ise yaptığı sunumda, don olayına karşı alınan önlemleri anlattı. Özellikle Kırsal Kalkınma Yatırımları Programı kapsamında üreticilere don önleyici sistemler kurmaları için yüzde 50 oranında hibe desteği verildiğini söyledi. Bunun yanı sıra, sigorta yaptıran çiftçilere yüzde 67 devlet prim desteği, ayrıca don önleyici araçlar için %25 ile %35 arası ek destekler sağlandığı belirtildi.
Don olayının yaşandığı gün itibarıyla hızlıca sahaya çıkan ekipler, geçici hasar tespit çalışmalarını tamamlamış durumda. Şimdi ise, kalıcı hasar tespitleri için çalışmalar sürdürülüyor. Üreticilere “yoğun bakım çalışmaları” adı verilen teknik destek faaliyetleri de sunuluyor. Bu çalışmalar, budama, ilaçlama ve benzeri işlemleri kapsıyor.
İKLİM ŞARTLARI DEĞİŞİYOR: “BU YENİ NORMAL OLABİLİR”
TARSİM ve Ziraat Odaları yetkilileri, bu tür doğal afetlerin artık sıradan hale gelmeye başladığına dikkat çekiyor. Son yıllarda iklim değişikliği nedeniyle, bahar aylarında bile don olaylarının yaşanabildiğini belirten yetkililer, bu durumun üreticiler açısından büyük belirsizlik yarattığını vurguluyor.
Bekir Engürülü, “Mesela don olayı bitti derken, daha dün Amasya ve Tokat’ta yeniden şiddetli don görüldü. Bu artık iklimde bir değişim işareti olabilir” dedi.
KOMİSYON YERİNDE İNCELEME YAPACAK
TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu Başkanı Âdem Korkmaz, 31 Mayıs Cumartesi günü Malatya’dan başlayarak zirai don felaketinden en çok etkilenen illerde yerinde inceleme yapacaklarını söyledi. Amaçlarının hem çiftçilerin sorunlarını doğrudan dinlemek hem de kalıcı çözüm önerileri geliştirmek olduğunu belirtti.
Bu felaket, tarım sigortalarının önemini bir kez daha gündeme taşırken, iklim değişikliğinin etkilerinin artık daha yakından ve sistematik şekilde ele alınması gerektiğini açık biçimde ortaya koyuyor. Özellikle meyve üretiminde Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bu tür risklerin hem üretici gelirini hem de gıda arzını doğrudan etkilediği unutulmamalı. Tarım politikalarının bu yeni gerçeklikler doğrultusunda yeniden şekillendirilmesi kaçınılmaz hale gelmiş durumda.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar