Avrupa’da hisse senedi piyasaları, haftaya önemli kayıplarla başladı. Bu düşüşün başlıca nedeni, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’den ithal edilen çelik ürünlerine uygulanan tarifeleri artıracağını açıklaması oldu. Trump’ın bu çıkışı, sadece ticaret politikalarında değil, küresel ekonomik dengelerde de önemli etkiler yarattı. Avrupa gibi dış ticarete dayalı ekonomilerin yer aldığı bir bölgede, böyle bir açıklama haliyle piyasa oyuncularının risk algısını yükseltti ve satış baskısını artırdı.

AVRUPA BORSALARINDA GENEL GÖRÜNÜM

Avrupa’nın genel performansını yansıtan Stoxx Europe 600 endeksi haftaya yüzde 0,6’lık bir düşüşle başladı ve 545,22 puana geriledi. Almanya’da DAX 40 endeksi yüzde 0,9 düşerek 23.800 puana kadar indi. Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’nın sanayi üretimi ve dış ticaret fazlası göz önünde bulundurulduğunda, bu tür gelişmelere karşı duyarlılığı oldukça yüksek.

İngiltere borsası da bu dalgalanmalardan nasibini aldı. FTSE 100 endeksi, yüzde 0,3’lük bir kayıpla 8.744 puanda işlem görürken, İtalya’nın FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,4 gerileyerek 39.914 puana indi. Fransa’da CAC 40 endeksi, yüzde 1’lik düşüşle 7.676,64 puana gerilerken, İspanya’nın IBEX 35 endeksi de yüzde 0,2 düşüşle 14.122,46 puanda işlem gördü.

Bu tablo, Avrupa genelinde yatırımcıların endişeli olduğunu ve riskten kaçındıklarını gösteriyor. Trump’ın açıklamaları özellikle sanayi ve ihracat odaklı şirket hisselerinde satışları tetikledi.

TRUMP’IN ÇİN’E YÖNELİK HAMLESİ NE ANLAMA GELİYOR?

Trump, göreve geldiği dönemde olduğu gibi yeniden korumacı ticaret politikalarını öne çıkarıyor. Çin’e karşı alınan bu yeni gümrük vergisi kararı, ABD’nin seçim atmosferine yaklaştığı bir dönemde popülist politikaların tekrar gündeme geldiğine işaret ediyor.

Ancak bu tür adımlar, sadece Çin ekonomisini değil, küresel çapta tüm tedarik zincirlerini ve üretim faaliyetlerini etkiliyor. Özellikle Avrupa gibi Çin ile ticaret yapan ülkelerde, bu durum doğrudan ihracat gelirlerini ve büyüme beklentilerini tehdit ediyor. Dolayısıyla Trump’ın bu söylemi sadece ABD-Çin ilişkilerini değil, Avrupa’nın ekonomik istikrarını da ciddi şekilde etkileyebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Bu gelişmenin ardından yatırımcılar güvenli limanlara yönelirken, hisse senedi piyasalarında satışlar hızlandı. Özellikle çelik ve ağır sanayi sektörüne bağlı firmalarda sert düşüşler görüldü.

GÖZLER VERİLERDE VE POWELL’IN KONUŞMASINDA

Bugün yatırımcıların radarında yalnızca Trump’ın açıklamaları yok. Aynı zamanda Avrupa’da açıklanacak imalat sanayi PMI (Satın alma Yöneticileri Endeksi) verileri de büyük önem taşıyor. PMI verileri, ekonominin üretim tarafının genişleyip genişlemediğine dair önemli sinyaller sunar. Son aylarda üretim tarafında gözlenen zayıflama, Avrupa’da büyümenin yavaşladığına işaret ediyor ve bu durum resesyon korkularını yeniden gündeme getiriyor.

Buna paralel olarak, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı açıklamalar da piyasalar açısından büyük önem taşıyor. Powell’ın faiz politikası hakkında vereceği sinyaller, doların değerinden emtia fiyatlarına kadar birçok alanı etkileyebilir. Eğer Powell, sıkı para politikasına devam edileceğine işaret ederse, bu Avrupa borsaları için daha da olumsuz bir senaryo yaratabilir.

JEOPOLİTİK GERİLİMLER: RUSYA-UKRAYNA VE İSTANBUL GÖRÜŞMELERİ

Bir diğer önemli gelişme ise Rusya-Ukrayna Savaşı’nda çatışmaların yeniden şiddetlenmesi oldu. Bu durumun ardından, gözler bir kez daha Türkiye’ye çevrildi. İstanbul’da bugün yapılacak diplomatik görüşmeler, Avrupa’daki yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor. Jeopolitik belirsizliklerin artması, enerji fiyatlarını ve özellikle enerjiye bağımlı ülkelerin borsa performanslarını doğrudan etkiliyor.

Avrupa’nın doğusunda artan gerginlikler, yatırımcıların güvenli varlıklara yönelmesine neden oluyor. Bu durum da borsalarda satış baskısını artırıyor. Türkiye’nin arabuluculuk girişimleri Avrupa’da yakından izleniyor, ancak piyasaların şu aşamada bu girişimlere sınırlı bir iyimserlikle yaklaştığı görülüyor.

İNGİLTERE KONUT VERİSİ POZİTİF AMA SINIRLI ETKİLİ

Bugün açıklanan verilere göre, İngiltere’de konut fiyat endeksi aylık bazda yüzde 0,5, yıllık bazda ise yüzde 3,5 oranında arttı. Bu veriler piyasa beklentilerinin üzerinde gelse de küresel ekonomik belirsizliklerin olduğu bir dönemde konut sektöründeki bu canlılık, genel piyasa havasını değiştirmeye yetmedi.

Analistler, konut fiyatlarındaki artışın güçlü iç talebi işaret ettiğini ancak faiz oranlarındaki yükseklik nedeniyle bu büyümenin sürdürülebilir olup olmayacağının belirsiz olduğunu belirtiyor.

DEĞERLENDİRME: BELİRSİZLİK VE RİSK TEMALI BİR HAFTA

Genel tabloya bakıldığında, Avrupa borsalarının haftaya Trump’ın açıklamaları, zayıf ekonomik veriler ve jeopolitik gelişmelerin birleşimiyle olumsuz bir başlangıç yaptığı görülüyor. Bu tür çok yönlü baskılar, yatırımcıların temkinli kalmasına neden oluyor.

Avrupa ekonomileri, pandemi sonrası toparlanma sürecinde zaten kırılgan bir yapıdaydı. Enflasyonla büyüme arasında sıkışan bu yapı, şimdi de küresel ticaret savaşları ve jeopolitik belirsizliklerle karşı karşıya. Önümüzdeki günlerde PMI verileri, Powell’ın konuşmaları ve İstanbul’daki barış görüşmelerinin seyri, piyasaların yönünü belirlemede kritik olacak.

Yatırımcılar açısından bu hafta, belirsizliklerin yüksek, risklerin ise yaygın olduğu bir dönem olarak öne çıkıyor. Temkinli duruşun devam etmesi ve dalgalı seyrin sürmesi, oldukça yüksek bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

zozcivan@hotmail.com